Diyarbakır’ın Karacadağ eteklerinde doğal kaynak sularıyla, bazalt taşlı arazilerde yetiştirilen tescilli Karacadağ pirincinin zorlu hasat sezonu başladı.
Diyarbakır’da 1957 metre yüksekliğindeki Karacadağ’ın eteklerinde yetiştirilen, rengi, aroması, lezzetiyle Türk Patent ve Marka Kurumunca 2018’de tescillenen pirinç hem orak hem de makineyle hasat ediliyor.
Hasat döneminde sabahın erken saatlerinde tarlaya gelen erkekler, çeltiğin başaklarını orakla biçerken, kadınlar da destek için elleriyle topladıkları ürünü heybelerle harmana taşıyor.
Toplanan çeltik daha sonra biçerdövere atılıyor, böylelikle sap ile ürünün ayrıştırılması sağlanıyor. Ürün, daha sonra tarla yakınında bulunan boş arazilere serilerek güneş altında kurumaya bırakılıyor.
Kurutulduktan sonra kabuklarının soyulması için fabrikalara gönderilen çeltik, buradaki işlemlerin ardından tüketime hazır hale getiriliyor.
“Yaklaşık 200 ton verim elde etmeyi bekliyoruz”
Çınar ilçesine bağlı kırsal Bayırkonak Mahallesi’nde çeltik hasadına başlayan üreticilerden Mehmet Seyhan, AA muhabirine, mahallede yaşayanlarla akraba olduklarını, mahalleliye ait 5 bin dekar arazinin bulunduğunu söyledi.
Arazilerinde her yıl yaklaşık 350 dönüm olmak üzere ekim yerini değiştirerek üretim yaptıklarını anlatan Seyhan, çeltik üretiminin dedelerinden babalarına, onlardan da kendilerine geçtiğini söyledi.
Seyhan, “Arazilerimiz taşlık. Taşlık olmasaydı daha kolay ekim biçim yapardık. Hasadı tırpan ile yapıyoruz. Biçerle olsaydı daha rahat olurdu. Çeltiğin yüzde 80’ini elle, gerisini biçerdöverle biçiyoruz.” dedi.
Hasadın başlaması nedeniyle mutlu olduklarını ifade eden Seyhan, şöyle konuştu:
“Tarlada çalışanların tümü akraba. Hep birlikte sabah tarlaya geliyoruz. Hasat yaklaşık 20 gün sürüyor. Hasat edilen çeltiği tarlada topluyoruz. Ayrıştırma için biçerdövere atıyoruz. Elde edilen çeltiği harmanda sererek güneşte kurutuyoruz. Daha sonra da fabrikaya gönderiyoruz. Bu yıl yaklaşık 350 dönümde ekim yaptık. Yaklaşık 200 ton verim elde etmeyi bekliyoruz. Pirincimiz tescilli. Artık her yerde biliniyor.”
Erkekler tarafından tırpanla biçilen pirinç başaklarını toplayan kadınlardan Nalan Seyhan da erkekler tarafından kesilen başakları heybelerle harmana taşıdıklarını dile getirdi.
Güneşten dolayı çalışmakta biraz zorlandıklarını belirten Seyhan, “Burada kardeş, kuzen, yeğen hep bir arada çalışıyoruz. Yük taşıyoruz, güneş olmasaydı kolay bir iş. Dedelerimizin tarlası, ekip biçiyoruz.” dedi.
Hasadın ardından aile olarak kendi paylarına düşen pirinci aldıklarını anlatan Seyhan, Karacadağ pirincinin sofraların vazgeçilmezi olduğunu ifade etti.
“Eli orak tutan herkes bu işi yapıyor”
Orakla pirinç hasadı yapan 43 yaşındaki Kasım Gül ise 13 yaşından beri çeltik tarlalarında olduğunu söyledi.
Çeltik üretiminin dedelerinden kaldığını anlatan Gül, şunları kaydetti:
“Eli orak tutan herkes bu işi yapıyor. Güneşin sıcağı bastırınca bazen zor oluyor. Neşeyle yaptığımız için o zorluğunu da umursamıyoruz. Ailece tarlada çalışıyoruz. Ablalarımız ve annelerimiz biçtiğimiz başakları biçerdövere taşıyor. Biz de orakla biçiyoruz. Karacadağ pirinci bizim için çok önemli. Pirinç, sofralarımızın olmazsa olmazı. Lezzeti Karacadağ’ın suyundan ve toprağından geliyor. Taşlı yerlerde yetiştiği için daha lezzetli oluyor.”