Muhtemelen birçoğumuzun evinde en az bir tane Tupperware markalı ürün vardır. Hepimizin evine girmeyi başaran bu marka, başlarda rüya gibi bir yükselişe imza atmıştı.
Şimdi ise ismini kolay kolay duymuyoruz çünkü iflasın eşiğinde. Peki nasıl oldu da dağ gibi Tupperware bu denli bir çöküşe geçti?
Tupperware’in beyni Earl Tupper, 1907 yılında doğdu.
Tupper, hayatının büyük bir kısmını ufak tefek icatların taslağını yaparak geçirdi ancak bu icatlar, finansal bir başarıya yol açmadı. Bir süre sonra, Büyük Buhran zamanında kendi şirketini kurdu.
Sabun ve sigara için plastik tutucular yaptı ve1946’da, mutfak eşyaları için plastikten denemeler yapmaya başladı. İlk Tupperware seti, polietilen maddesinden üretilmişti. Yiyeceklerin taze tutulması için içerideki havayı dışarı itebilen bir sistemi vardı. Hatta şirket buna, “geğirme” adını vermişti.
Tupperware partileri, işi bambaşka bir boyuta taşıdı.
Tupperware mutfak eşyaları büyük mağazalarda ve showroom’larda satılmaya başladığında işler pek iyi değildi. Marka ve ürünleri o kadar yeniydi ki birçok insan gördüğünde onu nasıl kullanacağını bile anlamamıştı.
Bu sırada başka bir şirketin yöneticisi olan, Brownie Wise adında bir kadın, Tupperware’in satışlarına yardımcı olmuştu. Kapları partilere götürüp nasıl kullanıldığını gösteriyordu. Hedef kitle ise çalışmayan, evde uzun vakit geçirebilen kadınlardı. Bu strateji gerçekten de işe yaramıştı.
1953 yılına gelindiğinde Tupper, Florida’da 1300 dönümlük bir arazi satın aldı.
Şirketin bugün hâlâ genel merkezine ev sahipliği yaptığı bu arazi, o zamanlar küçük bir çiftlik kasabasıydı. 1954 senesinde, satışlar 25 milyon dolara ulaştı.
Amerika’nın dört bir yanında Tupperware partileri düzenleniyordu. Hatta partidekiler, ürünlerin ne kadar sızdırmaz olduğunu göstermek için üzüm suyuyla dolu kâseleri birbirlerine fırlatmak gibi oyunlar oynuyordu.
Tupperware, 1960 ve 70’lerde büyümeye devam ederek İngiltere gibi başka ülkelere de yelken açtı.
Tupperware satışı yapan kadınların da bir gelir kaynağı olmuştu. Hatta Tupperware’in en büyük pazarlama stratejisi, kadınların satışlarıydı ancak bir süre sonra tam zamanlı iş gücüne katılan kadınların sayısı artınca Tupperware gerilemeye başladı.
Artık çok daha az ev partileri ve onları satacak insanlar vardı. Şirket, alışveriş merkezlerinden marka ortaklıklarına ve çevrim içi satışa kadar her yolu denedi fakat hiçbir zaman yükseliş zamanındaki popülaritesine yaklaşamadı.
Salgının başlaması şirket için yeni bir umut oldu ama çok sürmedi.
Yıllar süren tüketiciye yeniden ulaşma mücadelesinin ardından, 2020’de başlayan pandemiyle Tupperware, insanların evde daha fazla yemek yapması sayesinde yükselişe geçti ancak bu yükseliş de çok uzun sürmedi. Hayat normalde dönünce Tupperware de eski kazancına döndü.
75 yılın ardından şirket, artan borçları ve düşen satışları nedeniyle şu anda iflasın eşiğinde. Tabii ki bu düşüşün tek nedeni partilerin sona ermesi değil. Günümüzde plastiktense daha sürdürülebilir malzemelerin tercih edilmesi, marka imajının azalması, yenilik eksikliği ve çok fazla rakip marka çıkması da kaçınılmaz sonun diğer sebeplerinden.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: